Yaşam

CERN ATLAS Deneyinde Türk üniversitesi imzası

İstinye Üniversitesi, CERN ATLAS Deneyine tam üye olan ilk vakıf üniversitesidir.

İstinye Üniversitesi (İSÜ), dünyanın en büyük parçacık fiziği araştırma laboratuvarı ve bilimsel keşif merkezi olan Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’ndeki (CERN) Büyük Hadron Çarpıştırıcısında ATLAS Deneyi’nin resmi iş birliği üyesi oldu. ATLAS Deneyi’ne Türkiye’den karar verici olarak katılan ilk vakıf üniversitesi olan İSU’nun CERN’deki çalışmalara katkılarına ilişkin detaylar, 31 Mayıs’ta İSU Vadi Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen toplantıda paylaşıldı. Toplantıya CERN Araştırma Müdürü Joachim Mnich ve ATLAS Deney Lideri Andreas Hoecker de katıldı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında uluslararası bilim arenasındaki yerini güçlendirmek ve genişletmek hedefiyle hareket eden İstinye Üniversitesi (İSU), ATLAS Deneyi’nin resmi işbirliği kuruluşlarından biri oldu. Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nin (CERN) düzenlediği en büyük deneysel programlardan biri olan ATLAS, dünyanın en değerli bilimsel etkinliklerinden biri olarak geleceğin teknolojisini de şekillendiriyor. ISU’nun dünyanın en büyük parçacık fiziği araştırma laboratuvarı CERN’deki yeni lokasyonu ve ATLAS Deneyi kapsamında parçacık fiziğine bilimsel katkıları hakkında bilgilendirme toplantısı 31 Mayıs’ta İstinye Üniversitesi Vadi Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. ISU Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Muharrem Usta, ATLAS Projesi Başkanı ve Ulusal İrtibat Fiziği Uzmanı Prof. akademisyenler ve öğrenciler.

“Bizim işimiz en küçüğü anlamaya çalışarak evreni kavramak”

ATLAS Deneyi Dahili Sensör Sistemi Enstitüsü Komite Başkanı ve İSU Temel Bilimler Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serkant Ali Çetin, iş birliği hakkında şunları söyledi:

“ISU, dünyanın en büyük uluslararası işbirlikçi laboratuvarı olan CERN’de gerçekleştirilen Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’ndaki en büyük iki deneyden biri olan ATLAS Deneyi’ne tam üye olarak kabul edildi. Bugüne kadar CERN’de ülkemizi Boğaziçi ve Ankara üniversiteleri temsil etti. İlk vakıf üniversitesi olarak İSÜ kümeye dahil olmuştur. Başarıya ulaşmak için yola çıktık ve bu üyelikle ilk adımımızı attık. ISU çekirdek bir araştırma ekibi oluşturdu. Bizim işimiz en küçüğü, yani atomaltını anlamaya çalışarak kozmosu kavramak. Bunlar kısa sürede yapılabilecek işler değil, aylar ve yıllar süren çalışmalar. Bir işbirliğinde ülkeler bir merkeze gelerek çalışmalarını yürütürler. Mevcut çalışmalar temel çalışmalardır. Araştırmalar günlük hayatta hızla kullanılabilecek veriler değildir. Ancak burada öğrenilen bilgiler bugün farkında olmadığımız ancak gelecekte birçok uygulama ve teknolojide kullanılabilecek bilgilerdir. Yüksek güç fiziği üzerine yapılan çalışmalar, tomografi cihazından radyoterapiye, sınır güvenliğinden hastanelerde kullanılan evcil hayvan cihazlarına kadar birçok teknolojide öncü olmuştur. Türkiye 2015’ten beri CERN’e kısmi üye. Yakın gelecekte CERN’e tam üye olacağımızı umuyorum. Bu sayede ülkemizden katılım daha yaygın olacaktır” dedi.

“Türkiye’nin en büyük sağlık kuruluşu olarak fizikçilerin yanındayız”

Fiziğin temel bilimlerin en değerli alanlarından biri olduğunu belirten İSU Mütevelli Heyeti Başkanı Muharrem Usta, şunları söyledi:

“Akademik yolculuğumuzun bir döneminde Serkant Hoca ile konuştuğumu hatırlıyorum: Fizik bölümüne lisans öğrencileri alacak mıyız, almayacak mıyız? O gün böyle bir şeye karar verdik. Fizik alanında lisans öğrencileri alan birçok üniversite var. Üniversitemizi lisans eğitimine değil lisansüstü eğitime girecek, bilime katkısının en önemli düzeyde olduğu ‘lisansüstü’ düzeyde yer alacak şekilde yapılandıralım. Deneyimli ekibimizle yüksek lisans ve doktora programlarına zamanımızı ve emeğimizi ayıralım. Gerçekler, yolculuğumuzda ISU’da böyle bir aşamaya yürüsün. Bunu düşündüğünüzde, çok iyi bir takıma ihtiyaç duymanız adettendir. ‘Nasıl bir kadro, nasıl bir bütçe olacak’ diye uzun uzun konuştuk ve şu karara vardık: Devlet üniversiteleri ile CERN arasında işbirlikleri var. Genç bir üniversite olarak ISU ilk işbirliği yapan kişi olmalıdır. Bugün o işbirliğini gerçekleştirme aşamasındayız. Bu hedefe ulaşılmasında emeği geçenlere teşekkür etmek istiyorum. Üniversitede bir şeyler yapmayı o kadar çok istiyoruz ki fizik başta olmak üzere temel bilimler alanında uygun çalışmalar yapabiliriz; İSU gelecekte fizik alanında adından söz ettiren bir üniversite olsun. ISU ‘ulusal’ ölçekte düşünen bir üniversite değildir ve yakın gelecekte ‘evrensel’ ölçekte en başarılı üniversitelerden biri olacaktır. Türkiye’nin en büyük hastane zincirini işlettiğimizi de belirtmek isterim. Bu kadar büyük bir sağlık kuruluşuna hakim olmuş bir grup olarak fizik alanında yurt içinde ve yurt dışında yapabileceğimiz birçok girişimi destekleyeceğiz ve önlerini açacağız. Fizik tıbbın temelidir; fizikçilerin arkasındayız.”

“Üniversitemiz ve ülkemiz için gurur kaynağı”

İSU Vadi Yerleşkesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programın açılışında konuşan İstinye Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, şunları söyledi:

“Onlarca ülke, yüzlerce üniversite ve kurum, binlerce bilim insanının iş birliğiyle yürütülen CERN ATLAS Deneyi’nin insanlık ve gelecek için ne kadar değerli olduğunun farkındayım. Elbette bu girişimin en değerli amaçlarının ortasında teknoloji, girişimcilik, insan ve toplum vardır. Hepsinin temelinde sadece geleceğin bilim insanlarını yetiştirmek değil, aynı zamanda farklı kültürlerden ve farklı ülkelerden insanları bir amaç doğrultusunda bir araya getirmek vardır. Çeşitliliğin zenginliğini içselleştirmek de CERN’in çalışmalarının merkezinde yer alıyor. Bunun da ötesinde çalışmanın amacı sadece dünyayı keşfetmek değil, toplumun refahını artırmak ve daha yaşanabilir bir dünya için yeni teknolojiler üretmektir. İSU, Boğaziçi ve Ankara Üniversitelerinden sonra ülkemizi CERN’de temsil eden üçüncü üniversitedir. Bu hem üniversitemiz hem de ülkemiz için bir gurur kaynağıdır. İSU Temel Bilimler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Serkant Ali Çetin ve ekibine teşekkürlerimi sunuyorum.”

“CERN, dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarı”

Toplantıya katılan CERN Araştırma Yöneticisi Joachim Mnich, ağır teknoloji çalışmalarına ihtiyaç olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“CERN, dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarıdır. CERN’de yaptığımız şey, evrenin ne olduğunu ve içeriğinin etkileşimlerini anlamak için devasa parçacık fiziği hızlandırıcıları ve dedektörleri inşa etmektir. Bu nedenle bizi birçok farklı yerden besleyecek ağır teknolojiye ihtiyacımız var. Bu teknolojide hem hızlandırıcı hem dedektör hem de bunlardan elde edilen verilerin analizi için gerekli olan bilgisayar teknolojisi bulunmaktadır. Aynı zamanda formüller de geliştirdiğimizi vurgulamak isterim. Özellikle tıpta halen kullanılan teknoloji bunun en değerli örneklerinden biridir. Tıp alanında değerli araştırmalara imza atan İSU’nun ilahiyat alanındaki çalışmalara da katkı sağlayacağına inancımız tamdır.”

Yeni parçacık türlerini anlamak için değerli bir bilimsel atlama taşı

Dünyanın en büyük dedektör sistemine ev sahipliği yapan ATLAS Deneyi ile CERN Büyük Hadron Çarpıştırıcısında ulaşılan en yüksek güçlü proton çarpışmalarının verileri, farklı ülkelerden gelen binlerce saygın bilim insanının iş birliği ve deneyim paylaşımı sonucu elde edilmiştir. evrenin sırlarını çözmek, ileri analiz yöntemleri ile analiz edilmekte ve yorumlanmaktadır. Bu analizler sonucunda ‘Standart Model’ olarak bilinen ‘parçacık fiziği’ disiplinindeki bilgilerin hassas ölçümlerinin yanı sıra, ‘standart model’ dışındaki teorilerin testleri de araştırma konusu yapılmakta, yeni bir paradigma oluşturmak için bir yer. ATLAS Deneyi, başlangıcından yaklaşık 15 yıl sonra, farklı güçlerdeki temel parçacıklar hakkındaki bilgileri yenilemek ve yeni parçacık türlerini anlamak için paha biçilmez bir bilimsel adımdır.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort