Haber

Hatay Samandağ’da Ermeni Köyü Vakıflı’yı Deprem Vurdu: “Köyümüz 6 Şubat Depreminden Biraz Etkilendi, Ufak Çatlaklar Oluştu.

HABER: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: ADEM KARABAYIR

Hatay’ın Samandağ ilçesine bağlı Ermeni köyü Vakıflı Mahallesi’ndeki çok sayıda bina ve tarihi yapı hasar gördü. Muhtar Berç Kartun, herhangi bir can kaybı yaşamadıklarını ancak 130 nüfuslu köyün büyük bir bölümünün göç ettiğini söyledi. Kartun, “6 Şubat depreminden köyümüz biraz etkilendi, ufak tefek çatlaklar oldu ama inanın bu son sarsıntıda evlerin yüzde 70’i yıkıldı. Çocuklu aileleri, sıkıntılı yaşlıları gönderdik” dedi. İnsanlar İstanbul ve Mersin’e.

Samandağ’a bağlı Ermeni köyü Vakıflı Mahallesi de Kahramanmaraş ve Hatay’daki depremlerden etkilendi. Kahramanmaraş merkezli depremden hafif hasarla çıkan köydeki birçok bina son depremlerde hasar gördü. Ancak köyde herhangi bir can kaybı yaşanmadı.

Muhtar Berç Kartun, köydeki durumu ANKA Haber Ajansı’na şöyle anlattı:

“HEPİMİZ ÇADIRLARDA KALIYORUZ”

Köyün 35 hane ve 130 nüfusa sahip olduğunu belirten Kartun, yaz aylarında bu sayının 55 haneye ve 200-250 nüfusa çıktığını söyledi. Kartun şunları söyledi:

“Köyümüz turistik bir köydü. Eski taş evlerimizin, dedelerimizden kalma taş evlerimizin hepsini restore ettik. Bazı pansiyonları, bazı aile pansiyonlarını falan onardık. İnanın bu son yıllarda evlerin yüzde 70’i yıkıldı. O kadar tahribat oldu ki hiçbirinde oturulamaz.Şu anda köyümüzün yukarı yarısından birçok köylümüzü İstanbul’a, çocuklu aileleri ve dertli yaşlıları İstanbul ve Mersin’e gönderdik. burada da 35 – 40- 45 kişi kaldık hepsini çadıra götürdük şimdi hepimiz çadırda kalıyoruz çadırda kalıyorduk ama iki kısım kalıyorduk çadır kısmı çay vardı bahçe orda kalıyorduk bazıları üstte restaurant bahçesinde kalıyordu ama o son şokta restaurant Sonra hızlıca çay bahçesinin karşısına küçük bir çadırkent yada çadır bloğu kurduk. hepimiz kalıyoruz orada yiyoruz, kalkıyoruz yemeklerimizi yapıyoruz ve uyuyoruz p burada. Şimdi bakalım evler ne olacak, ne olmayacak, evlere ne zaman kavuşacağız? Onun beklentisi bu çünkü artık en azından önümüzdeki kışa kadar bu çadırlarda kalacağız, öyle görünüyor.”

“CAN KAYBININ OLMADIĞI İÇİN MİNNETTARIZ”

Son depremlerde binaların yüzde 70’inin hasar gördüğünü vurgulayan Kartun, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Mesela iki evimiz vardı. Dede evimiz vardı, restore ettiğimiz taş ev. Beton evimiz de vardı. İkisi de yıkıldı. Kirişler patladı. Eski taş ev yıkıldı. En büyük tesellimiz o. can kaybı olmadığını ama dediğim gibi evler burada.Yine çok şükür can kaybı yok.Birinci ve ikinci günden itibaren bizim için yardımlar başladı.Onlar sayesinde mahalleden bir minibüse ihtiyaç duyuldu. önce patrikhane.sonra devletimiz ve diğer hayır kurumları hayırseverler sağ olsun türkiyede çok hayırseverimiz var emeği geçen ve gönderen herkese teşekkür ediyoruz yani bu kadar acı verici olmaları veya bir anda organize olup göndermeleri bizi gerçekten şaşırttı.biz O yönde bir karamsarlık olmasın.Yiyecek,giysi,battaniye,ısıtıcımız var,Çadırlarımızın hepsi zamanında geldi.Gönderenlerden Allah razı olsun,devlet bizim için.Ordumuzun üzerine çok büyük bir şey düştü. Yani bizim için yardım topladılar. Karada veya denizde her yerde m. Tüm yardımcılara teşekkürler. İki tuvaletimiz var. Bekliyoruz bakalım. Burası turistik bir köy olduğu için iki tane tuvalet yaptırdık. Küçük olduğu için sıkıntı yoktu ama eskiden banyoya girip banyo yaptığımız için banyo şimdi sıkıntı olacak. Sanırım şu an en büyük sorunumuz banyo olacak, o kadar fazla görünüyor.”

“HATAY BİR MEDENİYETLER KENTİDİR. BİR AN AYAKLARINIZA YÜKSELMELİ”

Köydeki Ermeni Katolik Kilisesi’nin son durumu hakkında da bilgi veren Berç Kartun, şunları söyledi:

“Kilisemiz de 1997’de restore edildi. Çok güzel bir restorasyon oldu. Maalesef bizim kilisemiz de yüzde 50 zarar gördü. Taş pansiyonlarımız vardı. Tüm taşlarımız turistik amaçlı dökülüp yıkıldı. Herkese, tüm hayırseverlere inşallah.” Bir an önce Türkiye’deki devletin ve devletin.Ayanların bir an önce köyümüzü, ilçemizi, Hatay’ı toparlamasını, Antakya’mızı, Hatay’ımızı bir an önce eski haline getirmesini bekliyoruz çünkü Hatay ildir. Medeniyetlerin.İnşallah bir an önce eski durumumuza döneriz.Tekrar turizme dönme imkanımız olur ve turistlerimizi buraya çekeriz inşallah.Onun günlerini sabırsızlıkla bekliyoruz.”

“KÖYDEKİ ÇOCUKLARIMIZ VE YAŞLILARIMIZI İSTANBUL’A GÖNDERDİK”

Vakıflıköy Müzesi’nin yerlisi ve aynı zamanda üyesi olan Elena Çapar, depremlerde herhangi bir can kaybı yaşamadıklarını ve evlerinin hasar gördüğünü belirtti.

“Şu anda köyden çocuklarımızı, yaşlılarımızı İstanbul’a gönderdik. Akrabalarımızın yanına gönderdik. Patrikhane’nin desteğiyle çocuklarımız okula yerleşti. Çadırlarda yaşıyoruz. Yaşlıları ve çocukları buradan gönderdik. zor bir hayat evlerimize giremiyoruz yıkık durumda girince bütün kolonları patlıyor önemli hasar var ilk depremde ufak hasar oldu ama ikinci deprem burayı çok fena vurdu biz içerideydik Ablam isteyerek İstanbul’dan gelmişti, burada yemek yapıyordu AŞ.”Çıkan tek şey hayat üçgeniydi, diz çöküp sarsıntının bitmesini bekledik. Sonra sokağa çıktık.”

“MÜZEDEKİ HER ŞEY ZARAR GÖRDÜ”

Müzedeki tüm eserlerin zarar gördüğüne işaret eden Çapar, sözlerini şöyle tamamladı:

“Köyün tarihini, kültürünü anlatan bir müzeydi. Kültür müzesiydi ama şimdi 2. depremden sonra girmedik. Elektrikler yeni olduğu için girip bakamadık. İlk depremde hafif hasar görmüş.Orada bir de kadın kooperatifimiz vardı.Ben yönetici ve kurucusuyum.Yani büyük çünkü zarar gördü.Yaptığımız bütün işler, her şeyimiz zarar gördü. şu an bazı eşyaları kurtarabilecek durumda ama köydeki bazı binalar ağır hasarlı ve tarihi binalar.Kurtarılabilirler mi bilmiyoruz.Çünkü hepsi taş bina.Hatay bir yer kardeşliğin. Kardeşliğimizin bozulmamasını temenni ediyorum. Hatay’ın hep birlikte eski Hatay olacağını söylemek istiyorum. Hatay’da daha uzun yıllar kardeş olarak yaşayacağız.”

“ORTADA TOPLUM HAYATI VAR”

Bir diğer mahalle sakini Can Bedros Çapar, aylarca çadırlarda ve arabalarda yaşamaya devam edeceklerini tahmin ettiğini belirtti. Hatay merkezli depremde çadıra hapsolduklarını anlatan Çapar, şunları kaydetti:

“İkinci depremde meskenlerde değildik. Topluca arabalarda, çadırlarda kalıyorduk. Burada çadırlarımız var. Bütün köy halkı burada kalıyor, biz oradaydık. Saat erkendi, dışarıda değildik.” meskenler ama şehir yok oldu şehir yıkıldı Çadırlarda hayat mecburi.Hiçbirimizin keyfi yok Hiçbirimizin tadı tuzu tuzu yokHastalıkla da boğuşuyoruz.Dışarıdayız.Mevsim şartları oldukça iyi ilk depremden sonra soğuk.Hastayım,ben hastayım.Büyüklerimiz hasta.Burada biraz daha toplu yaşam var.İşte yardım.Bir yerde toplanırlar,yemekler yapılır,gruplar halinde gelirler ve belli bir süre sonra. akşam saat herkes çadırına çekiliyor sabah kahvaltısı aynı diğer öğünler aynı öyle bir bilinmezlik var ki Maraş depreminden sonra evi banyo yapmak için kullanabildik. çeşitli amaçlarla kullanmak için kullanılmış, ancak son Hatay depreminden sonra kullanılmamıştır. Konut. giremiyoruz bile. Aslında büyük bir eksiklik.”

“MERKEZDEKİ TABLO ÇOK DAHA KÖTÜ”

“İskenderun ve Antakya’da halkımız, din ve mezhebimize mensup insanlar hayatını kaybetti” diyen Çapar, “Orada tablo çok daha kötü. Merkezlerde tablo çok daha kötü. Yukarı köyler ve dağ köyleri daha azdı. Etkilendi.Herhalde bu yüzden can kaybı yok.Sonra ne olacak Önemli olan kafalarımızda soru işareti.İmar nasıl olacak,normalleşme nasıl olacak,psikolojimiz nasıl düzelecek gerçekten bilmiyorum. dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort